“sürüye saydılar bizi”

kendinizi müslüman, hıristiyan, budist, dinsiz filan zannediyorsanız önce şöyle gevrek bir kahkaha atın, sonra titreyip kendinize gelin. siz, biz, hepimiz gülünesi ve acınası putperestleriz. dinimiz kapitalizm, ideolojimiz tüketim ideolojisi. tapınaklarımız avm’ler, mall’lar, hipermarketler. ibadetimiz alışveriş, hayat tarzımız kendimizi ve hayatı iliğine kadar, sınırsızca ve insafsızca tüketmek. putlarımız tüketim hazzı, başarı için başarı, ölümüne yarış ve rekabet, çılgınca ve düşüncesizce hız. düşmanımız doğa, hayat, gezegenimiz ve içimizdeki insan.

ne yapabiliriz? gücümüz ve irademiz sıfır mı? çok afedersiniz ama “mal” mıyız? milli, etnik, dinsel, ideolojik, cinsel, mesleki, zümresel vb kimliklerimizin ötesinde, her tür statüko karşısında tepkiselliği bunlardan çok daha işlevsel ve sonuç alıcı olacak olan bir ortak kimliğimiz yok mu bizim: “tüketici” kimliğimiz. tüketiciliği bir kez olsun hayırlı ve “hayır”lı bir biçimde kullanamaz mıyız allasen? yalnızca şirketlere karşı değil, devletlere, küresel güçlere karşı da, birer ürün/hizmet tüketicisi, vergi yükümlüsü birer yurttaş ve insanlık ailesinin birer bireyi olarak. hem dünya eskisi gibi de değil, iletişim imkanları çok daha geniş ve elverişli. biraraya gelmek için fiziksel birliktelik, ortak mekanlar filan gerekmiyor artık. hantallıktan kurtuldu bütün bunlar çoktan.

gittikçe sinirleniyorum, içim içimi yiyor yazdıkça. kesiyorum bu yazıyı tam ortasından. zaten edilmedik lakırdılar ediyor değilim; bildiğiniz, içinizde hissettiğiniz, dilinizin ucuna gelen, büyük ihtimalle sizin de dile getirdiğiniz, en azından kendinize söylediğiniz şeyler bunlar. sadece laklak ediyoruz, hiçbir halt ettiğimiz yok başka. koca insanlık ailesi bir avuç devlet ve bir avuç küresel örgüt ve şirket tarafından koyun gibi güdülüyor. göz göre göre.

 

 

Standart

Yorum bırakın